8 Ursae Minoris b adlı gizemli ötegezegen, astronomları şaşırtan ve açıklanması zor bir fenomen olarak karşımıza çıkıyor.

Bu gezegen, var olmaması gereken bir konumda bulunmasına rağmen, tüm mantık kurallarını alt üst ederek varlığını sürdürmektedir.

8 Ursae Minoris b'nin ilginç özellikleri arasında, ev sahibi yıldızına olan uzaklığı ön plana çıkmaktadır.

Bu gezegen, Dünya-Güneş mesafesinin yarısı kadar bir uzaklıkta bulunmasına rağmen, yıldızının genişleyerek gezegeni yok etmesi gereken bir aşamayı aşmış gibi görünmektedir.

Bu durum, gökbilimcilerin kafasında birçok soru işareti yaratmaktadır.

Ars Technica'nın belirttiğine göre, 8 Ursae Minoris b'nin varlığının açıklanması zor olmasına rağmen, bazı olası açıklamalar bulunmaktadır.

Gezegenin yok oluşunu engellemiş olabileceği düşünülen bir olasılık, ev sahibi yıldızın bu kritik dönemde bir beyaz cüceyi yutmaya çalışmasının etkisiyle gezegenin hayatta kalması olabilir.

Bu gizemli ötegezegen, astronomlar tarafından radyal hız yöntemi kullanılarak keşfedilmiştir. Bu yöntem, bir yıldızın ışığında meydana gelen değişiklikleri izleyerek, bir gezegenin yörüngesinde dönüp dönmediğini tespit etmeyi amaçlar. Ancak bu yöntem, gezegenin gerçek boyutunu tam olarak tahmin etmeyi zorlaştırır, çünkü maviye doğru bir kayma sadece kısmi olarak gözlemlenebilir.

Buna göre, 8 Ursae Minoris b'nin Jüpiter'in kütlesinden daha büyük olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, gezegenin yıldızıyla olan mesafe, Dünya ile Güneş arasındaki mesafenin yaklaşık yarısı kadardır. Tam bir yörüngeyi ise 93 günde tamamlamaktadır.

Gezegenin yıldızının ölüm ve genişleme sürecinden nasıl sağlam kurtulabildiği hala belirsizdir. Ancak bazı bilim insanları, gezegenin yıldızından daha büyük olması durumunda hayatta kalabileceğini öne sürmektedir. Bu teori ise yalnızca yüzde sekizlik bir ihtimalle doğruluk payına sahiptir. Başka bir açıklama ise, gezegenin bir çift yıldızın etrafında dönmesi ve şu anki yıldızın diğerinin atmosferini çekerek gezegeni yok etmesini engellemesi olabilir.

Henüz doğrulanmamış olan bu açıklamalar, evrenimizde daha fazla gizem olduğunu göstermektedir. Gezegenlerin oluşumu hakkındaki mevcut anlayışımız zaten sorgulanırken, bu keşif evrenimizde neler olup bittiği konusunda hala çok şey bilmediğimizi kanıtlamaktadır.